Çünkü biz karşılıksız sevdik. Karşılık bekleyenler bu gün ya orda ya başka yerde beklenti içinde…Halka hizmet Hak ka hizmet düsturunu bir an olsun unutanlar kendi menfaatleri doğrultusunda siyaset yapmaya başka oluşum ve partilerde devam ediyorlar.Burada nöbeti devralarak çalışmalar yapıp; ülkeme hizmet edecek nesillerin yetişmesin de politikalar üreten partimizi temsil ediyoruz.
Trabzon’da baştan aşağıya yeniden teşkilatlanıyoruz. Arı gibi çalışacak teşkilatlar kuruyoruz. Depomuzu tam doldurunca otobana çıkacağız.
Onlar bu ülkedeki milyonlarca kişinin partisi olan ANA P için bitti dedi. Biz bu şanlı partiyi bir gecede tekrar TRABZON da kurduk. Var mı bundan ötesi?
Bugün partimize oy vermeyen eski partililerimiz başka partilere mühür vuruyorken içleri cız ediyor. İçlerindeki ANAP sevgisi bitecek gibi değil.bunu biliyoruz zaten onlarda gittikleri yerlerde Tam Demokrasi adına istedikleri çalışmayı yapamıyorlar. Rahat değiller yani.bunun en son örneğini iktidar partisinin kongresin de hep beraber yaşadık.
Sayın İnan, Anavatan Partisi İl Başkanlığı’na atanma sürecinizi bizlere kısaca özetler misiniz?
İsmail İNAN: FAHRETTİN AKSOY un ve arkadaşlarının istifaları sonrasında Trabzonda bir dönem ANAVATAN Merkez ilçe tarafından ayakta tutuldu .O dönemde Merkez İlçe Yönetim Kurulu Üyesi iken İl Başkanlığına atama ile sayın Teyfik KELEŞ getirildi.Bu dönem sayın Erkan Mumcunun son dönemleriydi. Sayın Keleş İstediği ve beklediği ilgiyi Genel merkez de bulamadığı ve çalışma şevkinin kırıldığı gerekçesi ile istifa edince Trabzon da İl başkanlığı bir dönem daha boş kaldı.Geçen ve yaşanılan dönemin içinde çeşitli defalar genel merkezce görevlendirilen gerek Niyazi Kahveci Gerek Muammer Usta Trabzon da Partinin ileri gelenleri ve Kanaat önderleri nezdinde yaptıkları girişimler ve toplantılarla Trabzon il başkanlığı sorununu gideremediler. Merkez ilçe başkanı sayın Mehmet Başkaya bahsi geçen 7-8 aylık dönemde partinin tüm yükünü tek başına sırtladı.Bizlerde ekip olarak partimize hizmet etmek adına kıt imkanlarla destek olmaya çalıştık Bu süreçte partimizde genel başkanlık seçimleri yapıldı ve Trabzonlu hemşerimiz Salih Uzun Genel Başkanlığa seçildi. Bu kongre aynı zamanda ANAVATAN da genç neslin SAZI eline aldığının bir işaretiydi.Şahsım Demokratik düşüncelerimin eşliğinde Diğer adayı desteklemiş olmama rağmen Sayın Salih UZUN seçimi kazandı. Ardından tüzük kongresi yapıldı yani 3 ayda 2 kongre yapıldı. Partimiz ilk kuruluş logosuna tüzüğüne döndü. Bunun evvelinde ve sonrasında il başkanlığı için görüşmeler yapıldı. Ardından kimsenin bu ateşten adeta parlayan gömleği giymemesi nedeniyle görev bana tevdi edildi. Partime olan sevgim ve inancımdan dolayı Nöbet aşkıyla hiç düşünmeden evet dedim.Dava Arkadaşlarımıla yönetim kurulu oluşturduk. Yönetimimiz kabul edildi ve atandık. Göreve başladık.
Sizin İl Başkanlığına gelmeniz ile partinizde Trabzon özelinde bir canlanma yaşandı. Hareketlendirdiniz partinizi.
ARI GİBİ ÇALIŞIYORUZ
İsmail İNAN: Benden önceki büyüklerimizde çok şeyler yapmışlar. Gerçekten çok önemli şeyler. Onlarla beraber çalışmak isterdim.ama o imkanım olmadı; Bizlerde elimizden geldiğince ülkemize en büyük hizmetleri yapmış olan Anavatan Partisi’ne yakışır bir yönetim sergilemeye çalışıyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde daha da iyi olacağız.Erkan Beyle Mehmet AĞAR arasındaki ilk Birleşme sürecinden sonra akil adamlar sürecinde zayıf yöne düştük ama bu akil adamlar bizden kopmadı. Sadece kenara çekildiler. Kenardan Anavatan Partisi’ni izlemeye koyuldular. Anavatan Partisi şu an büyük bir teşkilatlanma sürecine girdi. Tüm Türkiye de bir ekip çalışması yapılıyor.Örneğin Trabzon’da baştan aşağıya yeniden teşkilatlanıyoruz. Ağustos ayı itibariyle ilçe kongrelerimizi yapacağız. Arı gibi çalışacak teşkilatlar kuruyoruz. Depomuzu tam doldurunca otobana çıkacağız.
İl Başkanı olmanızın hemen ardından düzenlediğiniz basın toplantısında ‘ANAP bitti dediler, biz bir gecede tekrar kurduk’ dediniz. Bu sözü size söyleten olay neydi?
İsmail İNAN: Ben göreve gelmeden önce yerel bir basın kuruluşumuz, “Anavatan Partisi kapılarını kapattı. Turgut Özal’ın kemikleri sızlıyor” diye bir haber yapmıştı. Bunu hiç unutmuyorum. Bu haberi yapan basın mensubu arkadaşı partimize davet ettik. Gelin, bakın bakalım bu parti hiç kapatılmışa benziyor mu dedik. Dedi ki her yerde öyle bir intiba yayıyorlar. Anavatan Partisi bitirildi diye intiba yayıyorlar. Ben orada bu çirkefliği yapanlara isyan ettim. Kadın kollarıyla ilçe teşkilatlarıyla yeniden örgütlenerek Anavatan Partisi’ni ayağa diktik. Ben sözümün arkasındayım. Onlar bu ülkedeki milyonlarca kişinin partisi olan ANAP için bitti dedi. Biz bu şanlı partiyi bir gecede tekrar kurduk. Var mı bundan ötesi? Var mı bunun üzerine söylenecek söz.bunu maalesef yandaş basın ve medya kuruluşlarıyla sürekli gündemde tutarak sözüm ona MERKAZ SAĞ kesimin sahipliğine oynuyorlar. Ama kazın ayağı öyle değil.
OY VERMEYENLERİN GÖNLÜNDE BİLE ANAP SEVGİSİ VAR
Bugün partimize oy vermeyen eski partililerimiz başka partilere mühür vuruyorken içleri cız ediyor. İçlerindeki ANAP sevgisi bitecek gibi değil. Bırakın vatandaşları, diğer partilerden aday olan onlarca arkadaşımın ceketinin iç tarafında ANAP rozeti var. Bu sevda bitecek gibi değil sizin anlayacağınız. İşte birileri de bundan korkuyor. Bu korun alevlenmesinden korkuyorlar ve partimize saldırıyorlar. Ellerindeki güçleri kullanarak ANAP bitti intibası yaratmaya çalışıyorlar. Ama başaramazlar.er geç adalet yerini bulacaktır.
ULUSAL BASIN SADECE AK PARTİ VE CHP VAR GİBİ DAVRANIYOR
Bakın bugün ulusal basın Türkiye’de sadece 2 parti varmış gibi hareket ediyor. AK Parti ve CHP’den başka siyasi partilere yer vermiyorlar. Neden? Biz ve Bizim gibi siyasi partilerin yok olduğu gibi bir izlenimi halka vermeye çalışıyorlar.bu çok düşündürücü değimli. Bir parti düşünün kuruluşunda tescil ettirdiği renklerden bile farklı renklere kaysın yetmedi Benim kurucumun Turgut Özal ın ,Adnan Menderes in Tam sayfa resimleriyle Merkezde kendilerine yer edinme gayretinde olmalarıyla bu işler olmaz..Hatta seçim de bilboardlarda bile bunu sıkılmadan kullandılar yetmedi TURGUT ÖZAL DÜŞÜNCE VAKFI nı elegeçirdiler. Onun üzerinden siyaset yaparak ANAVATAN ın önunu kesmeye çalışıyorlar. Ölen insanlar üzerinden bile siyaset yapıyorlar bunlar.Kısaca hem yok sayıyorlar hemde Kurucu genel Başkanımızın resimleriyle tabanımızda oy avcılığı yapıyorlar ve bizi de fikirlerimizi de yok sayıyorlar. Buna bir örnek vereyim. Genel Başkanımız Salih Uzun, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Sayın Köksal Topatan’ı ziyaret etti ve bugün en çok tartışılan konu olan anayasa değişikliği noktasında kendilerine değişiklik taslağı sundu.sadece sayın toptanı değil Tüm STÖ leri partileri de ziyaret ettik , Basın bu olaya hiç yer vermedi. Vermediler çünkü Anavatan Partisi’ni yok saymaya çalışıyorlar. Varsın onlar bu büyük camiayı yok saymaya çalışsın. Biz Anadolu’nun her tarafında, köyünde bayırında, ellerinde nasır olan insanların partisiyiz. Bu ülkeye kelimenin tam anlamıyla arı gibi çalışarak hizmet eden partiyiz. Biz halka hizmet hakka hizmettir şiarını düstur edindik. Şehirlerde Telefon için 5 yıl sıra beklemenin olduğunu ne çabuk unutuldu ilçelerin bir çoğunda elektrik sıkıntısı varken biz yaylalara elektrik çektik. Anadolu’yu barajlarla gelincik gibi süsledik. 90’lı yıllarla beraber partimizi enerji yatırımlarına daha da ağırlık verdi. 90’lı yıllardaki kısa iktidar dönemlerimizde bile her ay 2 baraj temeli atıyorduk. Neden? Çünkü biliyorduk ki enerji tehlikesi baş gösterecek. Bu iktidar geldi. Ne yaptı bu konuda? Hiçbir şey. Ülkenin temel sorunları noktasında ne yaptı. Yine hiçbir şey. Sadece CHP ile bir kayıkçı kavgası yürütüyor.aslında bu kavga neticesinde farkında olmadan sayın BAYKAL da istemeden onlara hizmet ederek oy kayıplarının başladığı her dönem de ona istemeden payanda olup onları kamuoyunda seçmen nazarında büyütüyor.zaten AKEPE nin bu günkü duruma gelmesinde sayın Baykal ın da emeği var SİİRT seçimleri sayesinde sağlanan imkanlarla bu gün kendilerine doğal rakip ve ülkeme büyük bir dert sağladılar.Ülkemizin durumu ortada halk perişan ekonomik tüm değerler tersine hareket ediyor hala daha iyiyiz edebiyatıyla aynı şeyleri sürekli söylüyorlar. Kriz teğet mi yoksa Delip mi geçti herkes görüyor.Bakınız ÇİNCE de KRİZ iki harfin yan yana yazılması ile oluşuyor.Biri tehlikeyi diğeri Fırsatı temsil ediyor. Bu hükümet ne tehlikeyi görecek bir bilgiye ne de Fırsata çevirecek bir Tecrübeye sahip değildir. Farklı düşünen yada söylemde bulunanları Bir şekilde Ergenokoncu diye sınıflara ayırıp sonra içeri alanlar şunu unutmasınlar. Adalet bir gün herkese lazım olacaktır.Devletlerin amacı da insanlara hükmetmek onları baskı altına almak,onları korkutmak başkalarının arzu ve emellerine göre tabi kılmak değildir.Devletin amacı özgürlüğü sağlamaktır.Bu ülke de 161-162 maddeleri kaldıran düşünce özgürlüğünü topluma sunan bir partinin neferi olarak uygulanan baskının çok tehlikeli bir boyuta doğru yolaldığı gerçeğidir.
AK PARTİ-CHP KAYIKÇI KAVGASI
Bu kavgadan hem kendisi hem CHP karlı çıksın istiyor. Anavatan Partisi’nde devlet adamları var. Gerçek devlet adamları var. Bu ülkenin bütün sorunlarını bilen, çözüm önerileri olan, şov değil hizmet yapan devlet adamları bunlar. ANAP’ı tabiki yok saymak için ellerinden geleni yapacaklar. Bu devlet adamlarını halk dinlerse planları bozulur. AK Parti’de bundan zararlı çıkar. Ama şunu unutmasınlar. Bataklıkta çırpındıkça daha da batarsın. Bu parti içinde bu süreç başladı. Artık onlar inişe geçti. ANAP ise eski şaşalı günlerine gelmek adına harekete başladı. Bu ülkenin ANAVATAN fikriyatından yetişmiş vatanını seven ve çıkar gözetmeden bu ülkeye hizmet etmek yıkamadan kırmadan dökmeden siyaset üretmek adına bekleyen ekip ruhu var.halka rağmen siyaset yapanlara verilecek cevabımızı hazırlıyoruz. Çok yakında bunu dosta düşmana açıklayacağız.Bizim fikriyatımızın olduğu dönemler ülkemizin şaha kalktığı dönemlerdir.Bir düşünün bu ülkede ANAVATAN iktidarları döneminde İRTİCA tartışması hiç yaşandı mı ? Devletin kurumlarıyla savaş yaşandımı? Bu ülkenin Askeri erkanıyla kavga yaşandı mı? Bu şekilde de bir uygulama sadece bunlara özgüdür.vur parçala kır dök sonra da yıpratarak elegeçir… bu ülkede hala Fikri hür vicdanı hür insanlar var onlar bir gün gelecek ülkeye hizmet için bir adım öne çıkacaklardır. BÜYÜK TOPLUMLARI YARATANLAR BÜYÜK ADAMLAR DEĞİLDİR. BÜYÜK TOPLUMLAR BÜYÜK ADAMLARI YARATIR.
Sayın Başkan Anavatan Partisi Trabzon teşkilatında ilçe kongreleri başladı.süreç nasıl işleyecek program nedir.İSMAİL İNAN: İlçe kongrelerini yapıyoruz. Bunun akabinde il kongremiz var. Partimizde genel olarak Temmuz ayı içerisinde ilçe kongreleri yapılıyor. Biz Ağustos ayının başında ilçe kongrelerimizi bitirmeyi planlıyoruz. İlçe kongrelerinin ardından il kongremizi yaparak büyük kurultaya hazırlanacağız. Birleşme sürecinde genel merkeze fikir beyan edecek bir delege yapısı oluşturacağız.
Sayın İnan, partiniz şu an DP ile birleşme süreci içerisinde, önceki 22 Temmuz seçimlerinden öncede bir birleşme süreci yaşanmıştı. Partiniz Trabzon teşkilatının bu birleşmeye bakışı nasıl. Bir önceki birleşme sürecinde tabanınızdan tepki gösterenler vardı.
İsmail İNAN: Bir önceki birleşme sürecinde tabanın bir kısmının birleşmeyi istememesinin sebebi tabana birleşme tam olarak anlatılamamıştı. Bende aynı sıkıntıyı çekiyorum. Esas gayemiz çatıda var olan ya da düşünülen birleşmeyi tabanda harekete geçirmek.bakınız birkaç gündür Genel Merkez de bu bağlam da toplantılar organize ediliyor. Önce İl başkanları ardından MKYK toplantıları yapılıyor.Burada sergilenen tutum davranış ve yapılan görüşmelerin durumu hakkında bilgilendirmeler yapılıyor. Dün ANKARA da yapılan İL başkanları toplantısında 81 ilin il başkanı yada temsilcileri nezdin de ki çalışma sonrasında tam ve kesin bir destekle bu çalışmaya destek fikri ortaya çıktı bu tabanın sesidir.
Peki, bu birleşme gerçekleşecek mi? Yada hangi isimde olacak.
DEMOKRAT PARTİ İSMİ ANAP’IN UHDESİNDE İKEN PROJEYE START VERİLDİ.
İsim ve şekil teferruattır bunları aşamayacak değiliz bu şekilde yapılan tüm fikir cimlastıkleri komisyonda ki akil adamlar tarafından yapılmaktadır.
Birleşme sürecinin evveliyatı var. Öncelikle Demokrat Parti isminin Anavatan Partisi’nin uhdesinde olduğunu herkesin bilmesini istiyorum. Bu parti(DP) eski Genel Başkanımız Sayın Erkan Mumcu zamanında gerekli olan meblağ yatırılarak Anavatan Partisi uhdesine alınmıştır. Bu isim ANAP çatısı altına alınınca maliye tarafından çıkartılan ekstra borçları yine Sayın Mumcu ödemiştir. Bunun ardından DP’nin Genel Başkanlığı Sayın Mumcu tarafından bugün Merkez Karar Yönetim Kurulu büyüğümüz Oltan Sungurlu’ya teklif edildi. Sayın Erkan Mumcu ileriyi görmüştü. Ardından Mehmet Ağar ile Sayın Erkan Mumcu bütün doneleri ortaya koyarak birleşme süreci için bir çalışma yaptılar. Komisyonlar kuruldu, görüşmeler başladı. Yalnız burada dikkatinizi çekmek istediğim olay milletvekilliği seçimlerine çok kısa bir süre kala bu olay gerçekleşti. Görüşmeler yapıldı. Anavatan Partisi’ne 10 tane milletvekili ihtisas edildi. Sadece 10 tane. Genel Başkanımız. Her şeye evet dedi olsun bu ülkeyi zor durumdan kurtaralım diye, Geri kalan 81 ilin tamamı DYP’ye tahsis edildi. Sayın Erkan Mumcu gitti DYP’nin kongresinde konuştu. DYP karar aldı kendisini fesih etti ve DP’ye geçti.yani bizim projemiz olan DP ye geçti süreç başladı. Anavatan Partisi’nin de karar alıp DP’ye geçmesi bekleniyordu. Bizde karar alıp DP’ye geçecektik. Fakat gelinen süreç içerisinde şöyle bir olay oldu. Bu o günde gözlendi bugünde sergilenmeye çalışılıyor. Çok acayip fikir beyanları ortaya çıktı. Aslında bunlar fikir değildi. Birileri bir şekilde içimize nifak sokarak birleşmeyi engellediler. ABD’nin Irak’ı işgaliyle başlayan sürecin devamında ANADOLU coğrafyası üzerinde birileri kendi uygulamaları için politika geliştiriyorlardı. birleşmemiz engellendi.Sayın ağar kongre salonuna gelmedi gelseydi her şey bitmişti. Yeniden bir diriliş olacaktı. ENGELLENDİ.. Bu birleşme sürecinden hemen sonra bir gecede yüzde 17 olan oy yüzdesi tarumar edildi ve AK Parti ile CHP tarafından paylaşıldı. Oylarımızın birçoğu AK Parti’ye gitti.
Dikkat çekmek istediğim önemli bir nokta var. Bu birleşme süreci seçimlerden önce gerçekleşmişti. Bu olayın seçim öncesinde olması hep sıkıntı yaratıyor. Çünkü pazarlıkta seçimde hep şurada ben milletvekili çıkarayım, şurada sen çıkar ın sıkıntıları ortaya çıkıyor. Gerçekleşemeyen birleşme sürecinin ardından Erkan Mumcu bizim partimizin başında iken Mehmet Ağar DP Genel Başkanlığı’ndan istifa etti. Ağar’ın yerine hemşerimiz Süleyman Soylu seçildi. Süleyman Soylu göreve geldiğinde Erkan Mumcu ile bizzat ofisinde görüştü. Sayın soylu birleşme sürecinin kaldığı yerden devamı konusunda istekli göründü.Fakat Erkan Mumcu’nun kafasında partimizin yenilenmeye ihtiyacı olduğu düşüncesi var olduğu için süreci devam ettirmedi ve Genel Başkanlık görevini bıraktı.
Erkan Mumcu’nun Anavatan Partisi Genel Başkanlığı’nı bırakmasının ardından Trabzonlu hemşerimiz Salih Uzun partimizin Genel Başkanlığı’na seçildi. ANAP Genel Başkanı Salih Uzun Trabzonlu, DP Genel Başkanı Süleyman soylu da Trabzonlu. Ne kadar güzel bir buluşma değimli, süreç tekrar başladı. Tekrar aynı güçleri bir araya getirip, bu iki güzide partiyi bir yapıp yani merkezde güçlü bir oluşum oluşturmak için tekrar bir çalışma başladı. Komisyonlar kuruldu. Bu konuda çalışma devam ederken 29 Mart seçimleri yaklaştı. Yine seçim öncesiydi yine sıkıntı çıktı. Sayın Soylu, Aydın’dan ben belediye başkan adayı çıkartmam gerekiyor çünkü benim kurucu genel başkanımın memleketi diyordu. Efendim Isparta’dan ben belediye başkan adayı çıkarmalıyım çünkü Isparta benim diğer genel başkanımın memleketi diyordu. Efendim İstanbul benim için önemli diyordu. Antalya, Denizli vb şurası burası benim için önemli diyordu. Türkiye genelinde Anavatan Partisi’ne çok cüzi miktarda belediye başkan adayı çıkarma hakkı verme gayesi içindeydi. Devam eden süreçte Görüldü ki aktörler değişti ama düşünce değişmemiş. Eşit oranda paylaşımı Soylu düşünmüyordu. Hal böyle iken Sayın Soylu araya adam sokarak Sayın Mesut Yılmaz’dan randevu talebinde bulundu. Düşüncesi Salih uzunu devre dışı bırakmaktı Mesut Yılmaz bu talebi kabul etse de sohbette ; onun görüşmesi gereken kişinin ANAP Genel Başkanı Salih Uzun’ işaret ederek muhatabınız odur. dedi. Akabinde Sayın Süleyman Soylu ben varım dedi ve kendi başına seçime girdi.Yeniden planlanan birleşme bazıları tarafından tekrar engellenmişti.Sayın SOYLU iddialı ve gayet iyi bir çalışma sergiledi. Aynı şekilde seçime sadece birkaç ay kala genel kurulunun yapmış olan partimizde her ne pahasına olursa olsun girilecek kararı alınan seçime girdi.burada alınan oy ve niteliği önemli değil ama kuruluş logomuzla yıllar sonra seçmen karşısına çıktık oy pusulasında ANAP logosu gören ve yaşı 30 un üzerindeki her vatandaşımız belediye başkanlıklarında başkalarını düşün se de ANAP a ailesinden bir fert de olsa oy verdiler.
Seçimlerin ardından iddiasının gereği Sayın Soylu istifa etti. Ama ülkesini seven ve bu uğurda hizmet aşkını hiç kaybetmeyen AKİL adamlar Neden bu birleşme süreçlerinin başarısız olduğunu sorgulamak adına bir araya geldi. Sayın Necmettin Karaduman ile birlikte her iki partiden de ileri gelenler bu işin neden olmadığını masaya yatırdılar. Hep seçim öncesinde yapılan ve eşit olmayan isteklerin bu işi engellediğine kararı sonuçta ortaya çıktı. Doğrusuda şuydu: Bu iş olacaksa yarı yarıya olacak. ½ olmaz ise olmazı. bunun budur. Sayın Mesut yılmaz ve Sayın Süleyman Demirel bu işe dışarıdan müdahil oldular. Bunun üzerinde çalışma yapan Sayın Demirel, Sayın Cindoruk’a görev verdi.Git çalışmanı yap bu işi bitir talimatı nı alan sayın CİNDORUK işe koyuldu. Biliyorsunuz DP kongresinde delege yi yapan sayın soylu ve ekibi Sayın CİNDORUK un Kongrede ki; BEN BURAYA ANAVATAN LA YAPILAMAYAN BİRLEŞMEYİ SAĞLAMAK ADINA GELDİM demesi sayesinde kazandı. Delege buna oy verdi fiili birleşme buradan başladı. Buraya dikkat edin. Türkiye’deki tüm yandaş basın Cindoruk’u Ergenekoncu ilan etti ve Soylu’ya destek veremeye başladı. Yahu kardeşim Madem sayın soylu bu kadar başarılı ve iyiydi neden bu onu seçimden önce desteklemediniz.En ufak desteğinizi köşe yazarlarınızla sağlamadınız. Sormazlar mı size neden diye ; neden şimdi ayağa kalktınız demezler mi adama. Yandaş basın birleşme sürecine engel olmak için Ergenekon DP’yi ele geçirecek diye haberler yaptı.Öyle mükemmel çalıştılar ki TV ler Gazeteler İnternet siteleri ardı ardına köşe yazarları açık oturumlar canlı yayınlarla bir çaba sarfettiler.Hatta bazı yayın organları kongreyi canlı bile yayınladılar! Nitekim DP’ KONGRE sinde sağduyu Sayın Cindoruk u Genel Başkanlığa seçti. Hüsamettin Cindoruk yetkiyi aldığı günün ertesinde açıklama yaptı. Her ne olursa olsun iki partiyi birleştireceğim dedi. Mesut Yılmaz, Salih Uzun ve Hüsamettin Cindoruk bir araya gelerek bu konuyu görüştüler. Her iki partinin de dört er kişilik komisyonlar kurmasına ve çalışmaların devam ettirilmesine karar verildi. Bu çalışmalar yaklaşık 3,5 ay sürdü ve kısa bir zaman evvel bitti. Bu çalışmalar sonucunda aşılmayan hiçbir sıkıntı yok. Merkez sağda bulunan 2 parti önderliğinde ve birkaç daha küçük partinin eklenmesiyle bir birleşme çalışması yapıldı. Şimdi bunun teşkilatlara anlatılması yapılıyor. Süreç sonunda merkez sağda yeni bir oluşum projesi tamamen halkın önüne koyulmuş olacak. Tabiî ki
İÇ TE ve DIŞTA engellemeler devam edecektir de.
Ama sütten ağzımız yandığından yoğurdu artık üfleyerek içiyoruz. Bizim önümüzde ;önceki başarısız çalışmaların olduğu bir kılavuzumuz var olaya bu Kılavuz eşliğinde bakıyoruz artık her şey yarı yarıya olacak ya olacak ya olacak sonuç ta da hayırlı olacak. gazeteTAKA/Temmuz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder