İzleyiciler

TRABZON DEMOKRATLARI

Fotoğrafım
TRABZON, Türkiye
DEMOKRAT ANAVATAN PARTİSİ İL TEŞKİLATI

13.06.2009

AĞIT YAKMAYA DEVAM...


Ülkeler arasındaki siyaset dâhilerin satranç oyunu gibidir. Kafasını kullanan kazanır, kullanmayan kaybeder.


Balık baştan kokar derler. Doğrudur. Eğer Danimarka Başbakanı Rasmussen kendi basınına yeşil ışık yakmasaydı, Hz Muhammed’in karikatürlerini yaparak, islamın özüne hakaret edemezlerdi.


Bu davranışa izin veren Rasmussen’in katı bir İslam düşmanı olduğu kesindir. Roj TV’nin Danimarka’dan yayınları halen devam etmekte. Bu da Rasmussen’in İslam düşmanlığı kadar Türk ve Türkiye düşmanlığının en net göstergelerinden biri.


Rasmussen’in NATO Genel Sekreterliğine önce karşı çıkıp, sonra onay vermemizin anlamı nedir? Batılıların Türkler için söyledikleri bir söz var. Derler ki;’’Türkler savaş meydanında kazanır, görüşme masasında kaybederler.’’ Batılıların bu tespiti NATO zirvesinde bir daha gerçekleşti.


Açıkça kaybettik ve açıktan taviz verdik. İstanbul’da hem dayak yeyip, hem de nasıl dövdük ama diye övünen gazetelerden bazı manşetler şöyle.

Star; NATO Zaferi.

Sabah; Bilek güreşini Türkiye kazandı.

Haber Türk; Rasmussen satılık, Obama da kefil.

Türkiye; NATO’da Türk Zaferi.

Milliyet; NATO çatlak istemedi.

Hürriyet; Çıkıp özür dileyecek. Diğer gazetelerde de benzeri manşetler yer almakta.



Türkiye hangi zaferi, nasıl kazandı? AB adına konuşan Oly Rehn ‘’Türkiye’nin Tavrı AB ilişkilerini olumsuz etkiler.’’


derken aba altından sopa gösteriyordu. Rehn’e göre Türkiye kurbanlık kuzu sanki. AB ne emrederse boyun eğmek zorunda. Ev sahibi Merkel de Sayın Gül’e, ‘’AB içinde biz Rasmussen için anlaştık.’’ diyerek peşin verilmiş bir kararı onaylatmaya çalışmakta.


NATO zirvesine genel bir bakış atfedersek orada bulunan herkesin Sayın Gül ve Sayın Başbakanın karşısında olduğunu görmekteyiz. Sonuçta Rasmussen tarafı şah demiş ve satrancı kazanmıştır. Türkiye’nin kazancı nedir?

NATO Genel Sekreteri Rasmussen’in yardımcılarından biri olmak. Ayrıca Rasmussen İstanbul’la geldiğinde bütün İslam dünyasından karikatür krizi için özür dileyecekmiş.


Peki, bu özrün şekli ve şemaili belli mi? Hayır, belli değil. Rasmussen hem kendisi hem de ülkesi adına özür dilerse bu özrün önem ve değeri vardır. Yalnız kendisi adına özür dilerse hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.


Bir de Roj TV kapatılacakmış. Kapatma yetkisi varsa bugüne kadar neden kapatmadı. Yoksa nasıl kapatacak? Verilen sözlerin kefili de Başkan Obama. İyi, güzel… Yalnız verilen bu sözler ve taahhütler yazıya geçti mi? Hayır. O zaman bu kefaletin de, verilen sözlerin de hiçbir önemi yoktur. Yani NATO zirvesinden Türkiye yenik çıktı.


NATO üyesi ülkelerin bir yüksek iradesi(!) daha var. NATO’da çatlak istemiyorlarmış. Yani Türkiye’nin kurallara uygun şekilde kullanmak istediği veto hakkını çatlak olarak görmekteler. Bir NATO ülkesi olan Türkiye’nin diğer bir NATO ülkesi olan Danimarka ile iyi ilişkiler içinde bulunmasını, bunun göstergesi olarak da veto hakkının kullanılmamasını istemekteler. NATO’nun ortaklarının birbirine saygılı olmasını ve çatlağa izin verilmemesini isteyenler aynı şeyi Danimarka’dan da istemeli değiller mi? Artık Avrupa’nın da terör örgütü olarak kabul ettiği PKK’nın yayın organı Roj TV’nin Danimarka’dan yayın yapması Türkiye’ye karşı hasmane bir tutum ve çatlak değil midir? Konunun tarafları bu konuda neden sessiz kalmaktalar? Aynı şekilde NATO üyesi Türkiye’nin dinine ve peygamberine küfre benzeyen hakaretler içeren karikatürler yayınlanması çatlak değil midir? Rasmussenin çatlaklarını sıvayla kapatıp, Türkiye’ye çatlaklar açmak isteyen NATO üyelerinin düşüncelerinde samimiyet aramak yalnızca Türklere ve Türk Hükümetlerine has bir özelliktir.


Saygı duyup çatlatmak istemediğimiz NATO Genel Karargâhında ABD li subaylarca bölünmüş Türkiye haritasıyla dersler verildiği unutuldu mu?


Boş yere yenilgiyi zafer olarak yutturmaya kalkmasınlar. Türkiye’ye vaat edilen NATO Genel Sekreter Yardımcılığı da bir taltif değil, geleceğe yönelik bazı planların ön hazırlığıdır. Bu yardımcılık karşılığında Türk askerinin Afganistan’da Taliban’la savaşması istenecektir.


Eğri oturup doğru konuşalım. Gerçekleri ne kadar yamultsanız da ortadan kaldırmanız mümkün değildir.

alıntıdır.M.N/ot

Hiç yorum yok: