Biz yıllardır tarım ürünlerinde üretim ve pazarlama düzenini kuramadığımız için (arz ve talep dengesini bir türlü tutturamadığımız için), (1) Ürün az olur, ağlarız. (2) Ürün çok olur, ağlarız.Bunun sonucu , (1) Tarım sektörünün potansiyelini yeterince değerlendiremiyoruz. (2) Tarımda üretim yapanlar mutsuz ve fakir. (3) Tarım alanlarından kentlere büyük göç var.Yanlış politikalarla dünya pazarında ağırlığı olan ürünlerimiz yavaş yavaş üretilemez oluyor. (1) Türk tütünü diye bir şey vardı. Yok oldu. (2) İncirde iddiamızı kaybetmek üzereyiz. (3) Çekirdeksiz kuru üzüm yetiştirenler dertli. (4) Pancar çiftçisi yarından endişeli. (5) Pirinçte, bakliyatta üretim geriliyor, ithalata bağımlı hale geliyoruz. (6) Ayçiçeği ve yağlı tohumlar üretimi iç talebin yarısını karşılamıyor. (7) Buğday ekenler mutsuz. (8) Pamukta üretim yetersiz...
Say say bitmiyor.
Halbuki her tarım ürünü ekonomide hareket yaratır.
Ekonomiye bereket getirir.
Tarım ürünleri katma değeri en yüksek ürünlerdir.
İşlemenin nimetlerini de üretici paylaşabilir, işlemenin katma değeri ülkede kalırsa...
Piyasaya hareket gelecekŞimdilerde fındık gündemde. Fındığın bereketinden, ekonomiye getireceği hareketten önce neleri tartışıyoruz? Hükümet neden çekiniyor...
(1) Bu yıl üretim fazla. Bu fazla ürünü ne yapacağız?
(2) Pazarlama nasıl gerçekleşecek? Az sayıdaki güçlü alıcıya karşı, çok sayıda güçsüz ve teşkilatsız üreticiyi kim ve nasıl koruyacak?
(3) Az sayıda alıcı nedeniyle serbest rekabete göre fiyat oluşmasına imkân olmayan piyasada, fiyatı kim, nasıl belirleyecek?Geliniz bu tartışmaları bir yana bırakalım, her tarım ürünü gibi fındığın da hem üreticisi hem ülke ekonomisi açısından “bereketinden, hareketinden” söz edelim.
Bu yıl 750 bin ton kabuklu fındık üretimi gerçekleşmişse, bu ürünün piyasa değeri kilosu 5 YTL’den 3.7 milyar YTL’dir. Üreticinin eline ortalama 3.5 YTL’den 2.5 milyar YTL geçecek.
Fındık üreticisinin çoğu küçük üreticidir. Ortalama 20 dönüm fındıklığından ortalama 5 - 6 bin YTL net getirisi olacak üreticidir. Bu fındıktan başka geliri olmayan aileler için ayda ortalama 500 YTL gelirdir. (Sulak arazide, alternatif ürün yerine fındık yetiştirenlerden, fındıkçılığı ek gelir kaynağı olarak yapanlardan söz etmiyorum. Ordu, Giresun ve Trabzon’da yamaç arazide üretim yapanların gelir hesabını veriyorum.)
Götürüsü kadar getirisi önemliAçık anlatımıyla, fındık geliri bu kadar düşük olanlar ellerine geçen parayı hemen harcama durumundadır. Üreticinin bu yıl ürününün satışı sonucu eline geçecek yaklaşık 2.5 milyar YTL piyasaya dökülünce ekonominin değişik sektörlerinde hareket yaratacaktır.
Fındık piyasaya çıkmadan önce, üretim aşamasında da fındığın nimetinden çok sektör yararlanıyor.
Gübreciler gübre, ilaççılar ilaç satıyor. Çapacılara, toplayıcılara iş imkânı ortaya çıkıyor. Doğu ve Güneydoğu insanı geçici işci olarak fındık toplamasının karşılığında az da olsa cep harçlığı elde ediyor.Doğrudan fındık üreticisiyle ilgili bir konu değil ama, ekonomi için önemli bir başka konu daha var. Eğer başarılı bir dış pazarlama yapılabilirse, fındık ihracatından ülkeye bu yıl en az 1, en çok 2 milyar dolar döviz girecek.Tarıma gereken önemi vermiyoruz...
Üreticiyi, “Salmışız çayıra... Mevlam kayıra!..” diyoruz ama, tarım hem üretim değeri hem istihdam bakımından önemli. Tarım ürünü çok insanın ana gelir kaynağı. Bu nedenle fındıkta ve diğer tarım ürünlerinde oluşacak fiyatın getirisini-götürüsünü iyi hesaplamak gerekiyor. Sadece götürüye bakmak yeterli olmuyor. ilgililere duyurulur.../ALINTIDIR..GÜNGÖR URAS
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder