İzleyiciler

TRABZON DEMOKRATLARI

Fotoğrafım
TRABZON, Türkiye
DEMOKRAT ANAVATAN PARTİSİ İL TEŞKİLATI

23.07.2008

MERKEZ PARTİ ANAVATAN'DIR


Türk kamuoyunun siyasi bir devinime, bundan daha da doğrusu siyasi bir kurtuluşa, siyasi bir yeniden doğuşa çok arzulu ve çok muhtaç olduğu bir dönemdeyiz tekrar.

Türk siyasi tarihi böyle bir dönemi daha önce de yaşamıştı ve o dönem Türkiye'ye anahtar olarak Anavatan'ı vermişti.

İşte, Türkiye'ye siyaset iksirinin tedavi edici, yol açıcı, ferahlatıcı yeni pencerelerini her daim sunmuş olan Anavatan bu dönemin de tayin edici faktörü ve anahtarıdır.
Anavatan’ın bu özelliğinin, yani topluma yol açıcı, ona eşik atlatıcı ve siyasette tayin edici özelliğinin sosyolojik ve tarihsel koşullardan kaynaklanan nedenleri vardır.
Anavatan köken olarak Türk siyasi tarihinin klasik DP-CHP bölünmesinin DP kökünden olmakla beraber, şurası açıktır ki, bu bölünmenin halk ögesinden hiçbir taviz vermeden, merkez değerlerle de barışıklığı nedeniyle Türk siyasi tarihinin oluşturduğu ideal bir sentezdir.
Bu olguyu daha iyi ve daha net ifade edebilmek için Cumhuriyet tarihimizin ilk dönemlerine dair bir irdeleme ile devam etmek istiyorum şimdi.
Türk istiklalinin iki ayağı vardır.
Bunlardan birincisi milli olan yönü, diğeri ise devletimizin devrimlerle hukuksal anlamda geçirdiği transformasyondur.
Devletimizin geçirdiği hukuksal transformasyon Anayasamızda, "üniter ve laik" olma ifadesiyle şekillenmiştir.
İstiklalimizin diğer ayağı olan millilik ise, temelde Anadolu köylüsünün Osmanlı'daki statüsünden farklı olarak sosyal olarak yüceltilmesi ve kendisine milletin temeli olma özelliğinin tanınması ve toplum politikalarında bunun yer bulmasıdır.
Türk istiklalinin en temel olgusu, bu bakımdan, Anadolu özelliğidir.
Onun milli özelliğinin sosyolojik tabanı Anadoludur.
Ancak Türk siyasi tarihine damga vuran temel bir neden olarak, Cumhuriyetimizin ilk kurulduğu yıllar merkez devlet ile Anadolu arasındaki mesafenin nispeten güçlü olduğu yıllardır.
Bunun birincil sebebi, Cumhuriyetimizin ilk döneminin sosyo-kültürel sentezlenmeyi gerçekleştirecek bir altyapıdan yoksun olmasıdır.
Dağınık ve siyaseten bitmiş bir imparatorluğun ve çöl gibi kalmış bir Anadolu'nun şartları Cumhuriyetimizi, bilhassa ilk yıllarında, sosyo-kültürel sentezleme imkanlarından büyük oranda yoksun bırakmıştır.
Lakin, Cumhuriyetimiz Anadolu'da kısmi başarılar da gerçekleştirebilerek, 1950'li yıllardan sonra ilk nüvesini veren bir merkez toplum oluşturabilmiştir.
Bu merkezin özelliği eğitim altyapısı, meslekleşme, şehirleşme, Anadolu değerlerinin merkez devlet değerleri ile harmanlanması neticesinde oluşmuştur.

DP olgusu bu merkezleşmenin ilk dönemlerine ait bir olgu olup, zamanın olgunlaşmaması ve çok kötü yönetilen siyasal bazı ihtilaflar nedeniyle çok büyük acıların beşiğidir.
Türk siyasi tarihinde Anadolu ve merkez harmanlanma süreci DP'den sonra daha da ivme alarak devam etmiş, bu yıllar aynı zamanda Anadolu'daki ekonomik gelişimin ivme aldığı bir zamana tekabül etmiştir.
1970'li yıllar bu harmanlanmanın daha da ivme aldığı ancak siyaseten ifadesini bulmadığı yıllar olmuştur.

1970'ler devlet ve çeşitli ideolojiler arasındaki çatışkıların ağırlıklı olarak siyasete damga vurduğu ve siyasetin sivil etkisinin tali kaldığı yıllar olmuştur.
Siyasetin iyileştirici, bütünleştirici, halk ve devlet uyumunu taşıyıcı olduğu yıllar 1980'lerde Anavatan ile gelmiş ve bu yıllar Türkiye'yi çok hızlı bir ivme ile 21. yüzyıl açılımının ve AB ile müzakerelerin altyapısının oluştuğu yıllar olmuştur.

Anavatan, şurası çok mühimdir ki, Cumhuriyet tarihimiz boyunca, Türk toplumunun tutkallayan, ona sivil siyaset ekseninde şekil ve yön veren, onu toplumlaştıran, birleştiren, kırılgan fay hatlarını eriten bir misyonun Türkiye'deki ilk ve tek sahibidir.

Şundan da kimsenin şüphesinin olmaması gerekir ki, Anavatan'ın bu yıllardaki siyaseti olmaksızın bu toplumsal tutkalın oluşması, bu temelde kırılgan fay hatlarının ortadan kalkması ve bu yolla da bizi Avrupa ile entegrasyona götüren yolun açılması asla mümkün olamayacaktı.
Bu yıllar aynı zamanda iletişim ve teknolojik altyapı devrimin gerçekleştiği ve Türkiye'nin batıya açıldığı yıllardır.

Şunu kimsenin unutmaması gerekir ki, şu gün hala içinde bulunduğumuz coğrafyada, komşularımızın telekomünikasyon ağı en ilkel seviyelerde mevcudiyetini sürdürürken, Türkiye Anavatan'la gerçekleştirdiği telekomünikasyon ve teknolojik devriminin haklı gururunu taşımakta ve halkına bunun nimetlerini yaşatmaktadır.

Keza, Türkiye bu yıllarda okyanus ötesi ve Avrupa yakası ile kurduğu ilişkilerin açtığı yolda bir dünya oyuncusu haline gelmiştir.

ABD ve AB ile bugün sahip olduğumuz ilişkilerin vizyoneri, mimarı ve işçisi Anavatandır.

Türkiye Anavatan ile toplumlaşmış, toparlanmış, büyümüş ve lig atlamıştır.

ANAVATAN Anadolu halkının, milletimizin değerlerinin sadık bir bekçisi ve devletimizin milletimizi koruyan ve onun başını dik tutan özelliklerinin şahaser bir sentezcisi olmuştur.

Türk toplumunun siyasal alanda merkezileşmesi, etkinleşmesi, şekillendiricileşmesi ANAVATAN'la sağlanmış ve garantiye alınmıştır.

ANAVATANLI yıllar, Cumhuriyet tarihimizin siyasette milletle merkezileşme hedefinin sağlandığı ve büyütüldüğü yıllar olmuştur.

ANAVATAN, aynı zamanda, siyasette başarının ve bu başarı duygusunun güvencesi anlamını taşıdığı için de siyasete yerleşmiş ve geçirdiğimiz tüm badirelere rağmen Türk siyasetinin en gönülden teşkilatlı, en güvenilir ve dağılmaz kalesi olarak kalmıştır.

Türk siyasetinin en temel tartışma konularından biri parti içi demokrasi, lider sultası vb. iken, Anavatan demokratik bir teşkiklat ve parti yapılanmasının Türkiye'deki tek adresidir.

ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu, Partimizin tüm katmanlarında sürdürdüğü demokratik, katılımcı, paylaşımcı, birleştirici, özgürleştirici ve ferahlatıcı yöntemleri ile ANAVATAN'ın taşıdığı Avrupai ve modern yüzün garantisidir.

Erkan Mumcu baskıcılığın ve irade eziciliğin değil, demokratik bir ruhun ferahlığının sembolüdür.

ANAVATAN Türk seçmeninin aradığı kaliteli, düzeyli ve güvenilir siyasetin adresidir.

ANAVATAN Anadolu değerlerinin devlet değerleri ile harmanlandığı ve güvencelendiği modern ve ilerletici Türk siyasetinin adresidir.

İçinde bulunduğumuz siyasi kaos ve belirsizlik nedeniyle siyasi arenada arayışların sürdüğü bu ortamda Anavatan'ın bu merkez özelliğinin vurgulanması ve anlaşılması hayati bir önem arz etmektedir.

Şüphesiz ki, Türkiye siyasetin ferahlatıcı ve sarmalayıcı kollarını her zamankinden daha güçlü hissetmek istemekte ve bu kapsamda arayışlar sürmektedir.

ANAVATAN, işte, Türk siyasi tarihinin merkez taşıyıcısı olarak halkımıza bir merkez partisinin tüm güvence ve kalitelerini sunmaktadır.
Siyaset gen mirasları üzerine oturur, kökler üzerine oturur.

Siyasete güvence veren ise, en başta, bu köklerin ve genlerin güvenceleri, birikimleri ve kurumsallaşmasıdır.

ANAVATAN Türk siyasetinin merkez kurumlaşmasını temsil eden siyasi partinin adıdır.

ANAVATAN Türkiye'nin merkez partisidir.

Millet değerlerinin devlet değerleri ile uyumunun ve toplumsal güvencenin partisidir.

Merkez parti ANAVATAN’dır.

Cumhuriyet tarihimizin tüm siyasal mirası üzerinde oturan merkezin adı ANAVATAN’dır.

Ve Anavatan, merkez siyaset arayışında, merkezde siyaset yapmak isteğinde olan tüm kişi ve kurumların siyaset yapacağı adrestir.
Bu aynı zamanda merkezi siyasi bir anlayışa sahip yapılardan gelmeyen siyasi kişilikleri darlık ve marjinallikten koruyacak yegane yoldur.
Çünkü böyle kişilerin etrafını marjinal ve ideolojik siyasete yönelimli kişilerin sarması çok muhtemeldir ve bundan korunmanın tek yolu merkez parti olan ANAVATAN çatısı altında birleşmektir.

İbrahim ÖZDOĞAN
Anavatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı
Hükümet ve Parlamento İle İlişkiler Başkanı
22. Dönem Milletvekili

Hiç yorum yok: